ERMAN TOROĞLU – VAR SINIFI GEÇTİ

Maç gergin başladı, Beşiktaşlı oyuncular seyircinin verdiği takviyeyle biraz sert pres yaptılar. Mesela Necip Uysal’ın bu birinci 20 dakika boyunca sarı kart almadan oyuna devam etmesi çok enteresandı. Bu türlü olunca da Fenerbahçeli futbolcular sonlandı. Onlar da sonlanınca sert baskıya başladılar. Haliyle hakem Atilla Karaoğlan da olayları seyredince maç biraz gergin hale geldi lakin futbolcular sonrasında sakinleştiler. Lakin hakem bir türlü sakinleşemedi.

Futbolu bilmeyen biri, futbolcuların oyununa mani oluyor. Gözünün önündeki penaltıyı veremiyor ki net görmesi lazım, VAR’dan yardım alıp o denli veriyor. Kaliteli bir maç olmadı, heyecan vardı, 90 dakika seyredildi. Beşiktaş, oyuncu değişikliklerine erken girdi o da yaşanan sakatlıklardan ötürü mecburiyetten oldu. Lakin Fenerbahçe’de İsmail Kartal, oyuncu değişikliğinde geç kaldı. Daha önce değişiklikleri yapabilseydi maçı erken koparabilirdi. Lakin şunu söylemek lazım, oyun olarak Fenerbahçe net halde Beşiktaş’tan üstündü. Durum olarak da zati daha öndeydiler.

Bu maçta öncelikli sınıfı geçen VAR oldu. Demek ki biraz önemli yapınca VAR’da başarılı olunuyor. Önünde bin tane imaj varken yıllarca neler yaptılar. Dün Beşiktaş açısından bu sonuç alındıysa kaleci Mert’in büyük hissesi var. Bu sonucu İstek Çalımbay’a bağlamak yanlış olur. Beşiktaş ekibini enkaz haline getirip gidenlere sormak lazım. Skor olarak 2-1 oynamak her vakit dezavantajdır lakin işin sonunda Mert de skora teslim oldu.

ZEKİ UZUNDURUKAN – FENER ALEX’İ TRANSFER ETMİŞ!

Saatler öncesinden derbide Aboubakar’ın birinci 11’de olmayacağının duyulması enteresandı! Halbuki teknik adamlar, maçtan bir saat evvel takımları açıklar. Aboubakar sakat değilse oynar! Beşiktaş’ın elindeki en büyük silahını, kulübede tutma lüksü yok. Hem de epey sakatı varken… Bu benim görüşüm, lakin ortada bir sorun varsa onu bilemem…

Fenerbahçe, daha çok konum bulan ve hamle yapan kadroydu. Beşiktaş ise rakibin oyununu bozup, seyirci takviyesini de gerisine alarak sonuca gitmek istedi fakat başarılı olamadı. Tadic-Dzeko paydaşlığı yeniden Fenerbahçe’ye golü getirdi. Bu golden sonra rakip kaleye yüklenen Beşiktaş, Djiku ve Samet’in ortaklaşa yanlışı ile penaltı kazandı. Chamberlain, penaltıdan skoru eşitledikten sonra yeniden net gol konumlarına giren taraf Fenerbahçe oldu.

Beşiktaş bir türlü oyunda üstünlüğü ele geçiremedi. Birinci yarıda Dzeko ve İrfan Can, karşı karşıya durumlarda fileleri havalandıramadı. Tekrar birinci yarıda İrfan Can’ın bir şutunda top üst direkte patladı. Sakatlıklar nedeniyle neredeyse yarım ekip durumunda derbiye çıkan Beşiktaş’ta birinci yarıda Gedson ve Umut’un sakatlanıp çıkması, İstek Çalımbay’ın büyük planlarını alt üst etti.

İkinci yarıya da süratli başlayan ve net gol konumları bulan taraf Fenerbahçe oldu. Ferdi, rakip ataklarında anında savunmada bitiyor, atakta da daima önde, daima ileride… Nasıl bir ciğer ve güç var sende Ferdi kardeşim! Güya alanda iki Ferdi varmış gibi! Helal olsun… Muazzam oynuyor! İki kişilik oynuyor! Hakemle ve rakiple didişmek yerine futbolunu oynuyor, takır takır oynuyor…

Fenerbahçe’nin baskılı oyunu, Szymanski-Bailly gayretinde sarı-lacivertlilere penaltıyı getirdi. Hakem Atilla Karaoğlan, VAR’dan gelen ikaz ile penaltıyı verdi. Aslında VAR’a bile gerek duymadan çalmalıydı penaltıyı. Fenerbahçe tekrar öne geçtikten sonra net fırsatlar bulmaya devam etti. İstek Çalımbay, baktı ki maç elden gidiyor, 64’te Aboubakar’ı alana sürdü. Derbide Fenerbahçe o kadar net konumlara girdi ki… Say say bitmez! Bu durumlardan birinde Tayfur 75’te kırmızı kart gördü. VAR’dan gelen ihtar üzerine durumu izleyen Atilla Karaoğlan, kırmızı kartını iptal etti. Hakikat karar da buydu zaten! Nihayet VAR’ın çalıştığını gördük derbide! Atilla Karaoğlan, üç kere VAR’a gitti. Szymanski-Bailly konumu tekrar. Bir penaltı kararı daha! Gerçek karar… Tadic’in penaltısını bu sefer Mert çıkardı. Dayanılmaz bir kurtarış…

Mert dün tarihi farkı önledi… Fenerbahçe’nin yeni Alex’i Szymanski, şahane bir golle skoru belirledi. Fenerbahçe’de formda ve skoru değiştirebilecek o kadar yıldız var ki… Derbide kalite farkıyla, yeterli ve güçlü oyun farkıyla kazanan Fenerbahçe oldu!

GÜRCAN BİLGİÇ – NE YAPSALAR BOŞ!

Sonra diyorlar ki bize “neden hakemlerden konuşuyorsun”… Atilla Karaoğlan gözünün önündeki iki penaltıyı da VAR’a verdirdi. Beşiktaş’ın konumunda tereddüt bile etmedi. Atılım Fenerbahçe’ye geçince “topa” falan diye hareketlerle geçiştirdi. Hele Bailly ile Dzeko’nun bir konumu vardı ki, muhtemelen hakem programlarında o faulü nasıl Beşiktaş lehine verdiği konuşulacaktır. Birinci yarıda Dzeko’ya kalkan ofsayt bayrağı da var. Limitte durumda kaldırdı yardımcı. Bunlar daima bildiri. Geçen hafta Karagümrük’ün penaltısını veremediler, muhtemelen uyarıyı aldılar, güvercin kalbiyle maç yönetiyorlar tekrar.

Fenerbahçe tarihi fark ile ayrılabilirdi alandan. Rakibini kalesine getirmediği üzere, neredeyse gol kaçırmayan oyuncusu olmadan bitirdi maçı. Penaltı kaçırdı, direkten topu döndü, Mert Günok’un kurtarışları vardı. Çok çabuk pes ettirdi Beşiktaş kadrosunu. 20 şuttan, üç golden, rakip ceza alanında 40 topla buluşmadan bahsediyoruz. Dzeko’nun en verimli maçıydı, İrfan Can Kahveci karşısında rakip yokmuş üzere oynadı. Crespo tek başına hükmetti orta alana. İsmail Kartal fevkalade uygun hazırlamış ekibini maça. Hiç deva bırakmadan, yalnızca öne geçtikten sonra rakibin topla oynamasana müsaade vererek oynattı. Değişiklikler için bekledi, zira işler yeterli gidiyordu. Ekip duruma giriyor, gol sesinin etrafında dolaşıyor, Beşiktaş grubunu da getirmiyordu.

Hiç tez etmedi, sakin kaldı ve yanlışsız anın gelmesini bekledi. Bir dönem ortadan sonra derbi kazandılar. Beşiktaş’ı yarıştan çıkardılar, Trabzonspor mağlubiyetinin yarasını sardılar. Fenerbahçe taraftarı tekrar grubun etrafında birleşti, kaygılarından uzaklaştı. Şampiyonluğun kilidini bir sefer daha çevirdiler…

REHA KAPSAL – KAZANMAYI BİLMEK!

Derbide Beşiktaş’ın artısı yeni idarenin grubu motive etmesi ve kendi seyircisi önünde yaratacağı ruhsal üstünlüktü. Fenerbahçe’nin de en büyük artısı siyah-beyazlılara nazaran hem oyuncu bazında hem de oyun tertibi manasında düzey olarak daha üstün olmalıydı. İstek Çalımbay’ın çıkardığı takım ve yaptığı ataklar çok yanlışsız değildi. Necip üzere topla mahareti, oyun kurma yeteneği, tekniği berbat olan bir oyuncu tercih etmesi bile Beşiktaş’ın topa sahip olarak oynayamayacağının net göstergesiydi. Esasen maçın genelinde de topu ve rakibini koşturan Fenerbahçe’ydi.

Siyah-beyazlıların ne bir stratejisi, ne bir planı, ne de oyun tertibi vardı. Ne oynadığını, ne yaptığını bilmeyen çok dağınık ve çok berbat saha içi imgesi vardı. Futbolda kaybetmeyi göze aldığında kazanıyorsun. Evet eksiklikler olabilir lakin şikayet giderse cüret gelir ve harekete geçersin. İstek Çalımbay’ın derbi öncesi beyanatları daima bir mazeret üzerine, mazeret üzerine olunca esasen maça başlamadan Beşiktaş daha hafta içinden derbiyi kaybetti diyebiliriz.

Diğer yanda Fenerbahçe’de Djiku ile Fred yüzde 100 hazır değildi, Samet de istenilen düzeye çıkamamıştı. Saha içi eksikliklere karşın sarı-lacivertlilerin saha parselizasyonuna akıl konmuş hamle aksiyonları da eklenince Beşiktaş’a karşı tahminen de tarihi bir farkı kaçırdığını söyleyebiliriz. Dzeko, Szymanski, Tadic ve İrfan Can tüm kulvarlarda bu dönem 43 gole imza atıp, 28 asist yaparak 71 gole katkı sağladı. Bu kadar kaliteli bir hamle çizgisine karşı Beşiktaş ne ferdî, ne küme, ne de kadro savunması manasında tedbir almamış. Hakikat tahlille savunmayı kalesinden uzakta kurmayı tercih etmemesi başlı başına yanılgı olunca bu oyuncular maça damga vurdu.

Her maçı kazanmayı istemek öbür, nasıl kazanacağını bilmek ve ona nazaran hazırlık yapmak oburdur. Bir yanda buna maçın başından sonuna kadar hazırlık yapan Fenerbahçe, öbür yanda hiçbir hazırlık yapmayan Beşiktaş. Sonucunda da derbiyi yeterli hazırlanan ve hak eden kazandı.

TURGAY DEMİR – HEMEN TRANSFER

Beşiktaş maça Aboubakar’la başlasa ne olurdu diye düşünmenin pek manası yok. Oyuna girdikten sonra gördük ki, Kara Bela’nın cismi burada ancak aklı öbür yerlerde. Ayağında top tutmaktan aciz, işi asmış görünüyor. Onur ve Umut’a güvenemediği için önlerine Muleka ve Rebic’i koymuştu İstek hoca. Böylelikle geriden gelen Ferdi ve Osayi’ye fazla alan kalmayacaktı. Makuldü bu taktik ancak gerideki Umut ve Onur’un beceriksizlikleri önlerindekilerin vurdumduymazlıklarıyla birleşince bu plan işe yaramadı.

Beşiktaş önde baskı uygulayarak Fenerbahçe’yi bozmaya çalıştı. Birinci 45’te bunda tesirli de oldu lakin kazandığı her topu makûs kullanan savunmacılar önde baskıyla harcanan güce de yazık ettiler. Cenk Tosun ve Chamberlain Beşiktaş ismine ne yaptığını bilen iki isimdi. Gedson, Necip ve sonradan giren Salih de nispeten işlerini güzel yaptılar.

Rıza hoca Rebic ve Muleka’yı gereksiz yere oyunda tuttu. Hal bu türlü olunca Fenerbahçe ikinci yarıda önemli baskı kurdu ve net konumlar yakaladı… Üç-dört net durum ve bir de penaltı kurtaran Mert olmasa kıssa “farklı” yazılabilirdi. Bir ekip savunmadan topla çıkamıyor, dönen topları alamıyor ya da aldığı anda tekrar kaybediyorsa baskı da yer, penaltı da yapar, gol de yer… Gerçekten olan da budur.

Hakem Atilla Karaoğlan akan oyunda göremediği üç penaltıyı VAR’la verdi, yanlış gösterdiği kırmızıyı da VAR’la iptal etti. Yani VAR olmasa dört kritik kararı da yanlıştı. Derbi Atilla kardeşime bir vücut büyük geldi. Sonuç olarak Fenerbahçe hak ederek kazandı. Szymanski’nin golü hakikaten harikuladeydi. Tebrikler. Beşiktaş acil transfer yapmalı; en az iki kanat, bir 10 numara, bir stoper gereksinim. Hem de ekmek üzere, su üzere acil muhtaçlık.

SİNAN VARDAR – FENERBAHÇE HAK ETTİ!

Biliyorsunuz değişim kural demiştik. Sayın Lider Hasan Arat’ın koltuğa oturması ile birlikte değişim Ümraniye’den başladı. Sevgili kardeşim Feyyaz ve Samet Aybaba’nın direkt Ümraniye’de vazifeye başlaması futbol ekibimizi ilerleyen günlerde müspet tarafta etkileyecek bundan eminim. Tekrardan hem Sayın lidere, hem tüm topluluğumuza Feyyaz ve Samet’e güzel olsun.

Mücadeleye berbat başlamış olsak da 10. dakikada yediğimiz gol istikrarımızı bozdu. Bilhassa sevgili atom karınca Rıza’dan ricamdır. 15 yaşından beri Necip tanıdığım takip ettiğim bir futbolcu. Necip’i stoperde oynatmıyorsan hiç oyuna almamalısın. Bu yanılgıdan vazgeçmelisin. Fenerbahçe’nin her iki kanatta birden makine üzere işlemesi onur ve defanstaki kanat oyuncularımıza çaresiz bırakıyor İstek hocanın da bir an evvel kanatlardan gelen ataklara tahlil bulması lazım.

Oyuna baktığımızda Fenerbahçe şampiyonluktaki savından ötürü daha hırslı ve istekliydi. Beşiktaş’ta stoperler rakip golcüye yakın oynamamasından ötürü çok fazla durum veriyorlar. Bu nedenle dönem başından beri gol yiyoruz. Cenk’in akla yatkın bir atılımla kaptığı topu ileri alana taşınmasıyla bulduğumuz durumda hakem bence kırmızı kart olan konumda takdir hakkını Fenerbahçe’den yana kullanarak sarı kartla geçiştirdi. Hakikaten oyunun 78. Dakikasında Tayfur’a misal bir konumda direkt kırmızı çıkardı ve VAR sayesinde sarıya çevirdi. Madem VAR ile karar değiştiriyorsun birinci durumda neden VAR’a gitmedin.

Takımımızda çok fazla sakatlık var Bir an evvel bunlara tahlil bulunması lazım umarım Gedson’un da sakatlığı çok önemli değildir. Maalesef ekibimizin bu hale gelmesinin büyük sebebi dönem başında yapılan yanlış transferlerle takım oluşturulmaya çalışması. Yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım atak bölgesinde Fenerbahçe çok fazla baskılı oynadı ve galibiyeti hak etti. Mert olmasaydı skor çok daha farklı olabilirdi sahanın tartışmasız yıldızı Mert oldu. Fenerbahçe daha âlâ oynadığı ve hak ettiği bir maç oldu.

EMRE BOL – FARK VAR!

Öncelikle Samet’ten başlamak istiyorum. Bak hoş kardeşim; sen makûs oyuncu değilsin. Yalnızca yanlış mevkide oynuyorsun! Senden her şey olur, stoper olmaz. Tahminen libero oynarsan daha güzel bir performans sergileyebilirsin. Mevkini değiştirmezsen nitekim işin çok sıkıntı. Profesyonel hayatına devam etmek istiyorsan oynadığın yeri değiştir, tahminen başarılı olursun. Pek istikrarlı bir oyuncu değilsin ve stoper tandemi en istikrarlı oyunculardan kurulur. Orta alandaki adam faul yapar, sen birebirini yaptığında penaltı olur. Penaltı yaptırdığında yalnızca penaltıyla bitmiyor. Rakibi oyuna ortak ettin, 2 grup arkadaşının sarı kart görmesine neden oldun. Daha ne yapacaksın?

Başından sonuna Fenerbahçe’nin üstün olduğu bir müsabakaydı. Hem çok fazla duruma girdiler hem de tempoyu belirlediler. Beşiktaş’a üzüldüm hakikaten… Tribündeki büyük taraftarı olmasa, rastgele bir kadro gibi… Olağan kurallarda Fenerbahçe’nin farklı kazanacağı bir müsabakaydı. Samet’e karşın hiçbir dakika sarı-lacivertliler üstünlüğü rakibe vermedi. Beşiktaş’ın bu oyuncu kümesiyle şampiyonluk için müsabakası çok güç.

Benim İsmail hocanın tercihleriyle ilgili anlayamadığım tek şey Crespo-İsmail tercihi oldu. Neden, neden, neden? Ligin en yeterli orta saha ikilisini birlikte oynatmamak neden? Bu galibiyet lige tartı koymak açısından kıymetliydi. Doğal şampiyonluk adayı Beşiktaş’a karşı kurulan bu üstünlük birtakım şeylerin habercisi… Ortada kalite olarak çok fark var. Artık sıradaki gelsin.